Kayıtlı kullanıcılar
Kullanıcı
Şifre

Beni hatırla


Karışık fotoğraf

bursa kalesi- yerkapı
bursa kalesi- yerkapı
Yorumlar: 0
Mustafa Cambaz

molla zeyrek camii
molla zeyrek camii

            

Önceki Fotoğraf:
molla zeyrek camii

 
 Sonraki Fotoğraf:
molla zeyrek camii


molla zeyrek camii
Açıklama: Fatih ilçesinde, Zeyrek’te Haliç’e hakim bir konumda olan Molla Zeyrek Camii, İstanbul’un fethinden sonra ilk medresenin açıldığı yerdir ve Ayasofya’dan sonra Bizans’ın en büyük ve en değerli kilisesidir. Bugün cami olarak kullanılan yapı aslında II. İoannes Komnenos’un eşi Eirene tarafından yaptırılan ve döneminin en büyük manastırlardan olan Pantokrator Manastırı’nın kilisesidir.
Yapımı 1136’da tamamlanmış. Latin işgali sırasında Katolik rahipler tarafından bu manastıra el konulmuş. İstanbul’un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından manastır, medreseye; kilisesi de camiye çevrilmiş. İlk müderrisi (profesörü) olan Molla Zeyrek Mehmet Efendi’den ötürü de Molla Zeyrek Camii adını almış.
18. yüzyıl sonunda ciddi bir tamirden geçirilen cami uzun yıllar harap durumda kaldıktan sonra 1966’dan itibaren büyük ölçüde restore edilmiş. Yapı, günümüzde yeniden bakıma ve korunmaya muhtaç halde. Ancak, korunmaya ve bakıma muhtaç olan bölümü cami... Çünkü üç bölümden oluşan yapının diğer iki bölümü restore edilirken, caminin bulunduğu bölüme sanki kasıtlı olarak el bile sürülmüyor. İçine girdiğinizde her yerin döküldüğünü ve ağır bir nem kokusunun her tarafı kuşattığını görüyorsunuz.
Kilise şapellerindeki restore çalışmalarıysa ABD Bizans Enstitüsü’nün desteğiyle 1995’te başlamıştı. Zeyrek semti, 1975 yılında SİT alanı ilan edilmiş, 1985'te de UNESCO tarafından 'Dünya Mirası Projesi' kapsamına alınmıştı. 1997 yılında Rahmi Koç Vakfı, bu caminin önündeki alanı temizleyerek, Zeyrekhane adıyla turistik bir mekân olarak hizmete açmıştı. O yıllarda; "Bizans’ı diriltme çabaları kapsamında Molla Zeyrek Camii, yeniden kiliseye çevriliyor" diyenler olmuştu. Bu söylentiler bir çok kişiye inandırıcı gelmemişti ancak, şimdiye kadar yapılanlar bu görüşü haklı çıkarır nitelikte. Çünkü günümüzde müze olarak kullanılan Kariye Camii'ndeki sürece bakıldığında, sanki aynı durumla karşı karşıyayız… Yapı onarıma alınıyor… Bu onarım uzadıkça uzuyor, yıllarca sürüyor… Bu süre içinde cemaat camiden uzaklaştırılıyor ve burası unutturulduktan sonra müze adı altında kiliseye çevriliyor… Kariye buna en güzel örnek… Molla Zeyrek Camii’nin akıbetinin Kariye'ye benzemesini istemeyenlerin bence yapabilecekleri tek şey, arada bir gidip orada namaz kılmak… Böylece caminin cemaatsiz kalmamasını, açık kalmasını sağlayabilir ve burayı unutmadığımızı gösterebiliriz… Yoksa yakın zamanda orada da oratoryo dinleyebiliriz…
Bu arada ben kiliselere karşı değilim. Sakın böyle yanlış bir sonuç çıkarılmasın. İstanbul’da ibadete açık ama cemaati olmayan bir sürü tarihî kilise var. Onların da restore edilmesi ve korunmasından yanayım. Ancak Molla Zeyrek gibi fetihten sonra camiye çevrilenler artık camidir ve cami olarak kalmalıdır. Çünkü onlar artık Türk’ün ve İslâm âleminin ruhî remzi olmuşlardır… Ve onlara hilâl yakışır... (18/ 09/ 2007)
Kelimeler:  
Tarih: 15.01.2008 01:18
Görüntülenme: 2462
İndirilme: 0
Oylama: 0.00 (0 Oy(lar))
Dosya boyutu: 142.9 KB
Ekleyen: Mustafa Cambaz

Powered by DNAsoft